22 Mart 2017 Çarşamba

İNFAZ

Gün bitiyor, üşendim
Kerahatin delileri sıçrıyor yatağından
Batmıyor güneş
İşliyor tek yönlü çabukluğunu durmadan
Kendisi olmaya alışıyor
Taklidi olmaya alışıyor insan
En çok kırmızıyı duyumsuyor karnında
Üşendim, üşendim çünkü
Bıktım tokalaşmaların çabasız kahramanlığından

Devletin kalemi eskitmiyor pabuçlarımı
Yenilemiyor da eyvah
Ruhumun ayazını kırmıyor odama dolan yapma çiçekler
Mevsimler değişmiyor eyvah
Hiç bu kadar belirmemişti gülüşlerim
Ve hiç bu kadar görmezden gelinmedi sahteliğim
İnanarak yanıldım kendime
Kendimce yanılarak taptım ikindi güneşlerine

Bir ayak selamıyla karşımda duruyor yalan
Ve tökezleyen hayatları sıralarken ben
Yasal bir zeminde, şapkası elinde, bir adam
İkinci sınıf kravatıyla kötü bir fotokopiden geçiyor
Kararıyor böylece vesikalığı, umudun içinde naçar
Ne gecenin üçünde ne de zeval vaktinde
Her ne olmuşsa yani provoke hayalleri sonrasında
Tutularak gitse keşke sürüklenerek
Yazık. Kendi ayaklarıyla yürüyor
Bulaşıyor bendeki veba kağıt yoluyla ona da
Kara bir mürekkep olarak dağılıyorum gırtlağında

13 Mart 2017 Pazartesi

YÜK

Meydandan kalan rengi devşir
Devşir, bize de efsaneler getir
Heykellerin: büyüklüğünü ve çokluğunu
Çocukların: çokluğunu ve büyüklüğünü
Ve konserlerle mitingleri
Ve kadın boyasıyla boyanmış evleri
O evlerin çay içilmeyen sabahlarını
Getir bize -mahrumiyetimizden değil-
Hayalleri kaldıramıyor çünkü bazen dağlarımız
Çünkü dağlar taşıyamadıklarıyla meşhurdur
Bilirsin
İnsan pek cahildir

Ben de biliyorum:
Bahanesi olmaz hayallerin
Ama vardı dağların bir bahanesi, göklerin ve yerin
Dehşetle merakındayız bu yüzden
Neymiş kervanların arzda gezinip durduğu?
Gökten başka kimmiş gürültü neşreyleyen?
Tepeden tepeden bakması betonların
Acaba hangi haklı kibirden?

Benim kibrim, yeni alıştığım bir imza gibidir içimde
Kıvrımlarının tüm amatörlüğü kanıma karışmış
Yine de tutunamam gözlerimden yukarı
Bahsedemem yetmezliğinden bu yoz ahengin
Aşk gücenir hem
Hem ben ağlayamam kalbim gücenir
Anlatamazsam dilim gücenir
Anlam gücenir anlatmazsam

Gücene gücene gürleşir gözlerim
-bir çiçek dalından koptu kopacak-
Çatlarken korneam, dağlara akran olacak
Gözümün kahvesinden fışkıracak cennet hayvanatı
Salınacağım peygambersiz çayırlarına
Taşıyacak mı bakalım kelimeler
Bir gemi gibi asırlarca denizi
Bir iffet gibi hazzın ablukasını
Bir iman gibi deve bağırsaklarını
Taşıyacak mı bakalım insan
Zalimliğine değecek ne varsa.