ruhumu sabitlediğim uzaklık
yoruyor benim sinematografik esmerliğimi
grafikerlerin sayılar üzerinden anlaştığı tanrı
ressamların sormadığı sorular üzerinden
iknaya zorluyor renkleri
netliğin putluğu, aşağılıyor buğulu gözlerimi
kendinden buğulu görüntüler veriyor bana
böylece birikiyor
sonradan görülmüş imitasyon anılarım.
kalbimi yırtıp yırtıp içinde bulduğum inanç
yani uzaklığın o ulaşılmış hali
sahte bir gebeliği kanırttırıyor bana
haftasonu ile birleştirerek uzandığım yasal boşluktan
planlı meraklar duyumsuyorum
sinsice alt ediyorum güz'ül akşamlarımı
yorgun bir bilgisayar tıkırtısıyla ayıklıyorum hayatımın bitlerini
tık tık vuruyorum üstüne geçmişim
tamamen dibe doğru
tamamen damgalı
ve köşeli tamamen
böylece aklanıyorum terapi seanslarımda
kötülüğüm, acının kutsallığında eriyor
bir bahane kalmıyor mutlu olmaya
ya da olmamaya