Bugün ayın bana çarptığını itiraf edebilirim
Bir tesadüf dileyebilirim, yakalasın bizi babacan birader.
Ellerimiz kızarır belki de tam zamanıdır
Her şeyin itiraf olunmasını dileyebilirim
Böylece basit ama cesur olma fırsatıyla
Ayın esrimeliğimin en laçka tadını savmasıyla
Sarmasıyla hazzın vecde:
Harfler düşer
Çöreklenmişimdir üstlerine
Ay çarpmasıdır bu, ellerini tutmadığımdandır
Atanmış bir memurun bozkırla ilişkisidir şimdi ruhum
İşim gereği yalanlayamıyorum zamanın üstünlüğünü
Hırçın dalgaların ortasında kesik kesik geliyor ölümün sesi
Sesi pıhtılaştırmak istiyor hasedim
Kendine düşen seslerin zenginliğiyle övünmek.
Küskün cesetlerin gönlünü alıyorum
Ortaya bir gönül koyuyorum
Kapış kapış bir gönül
Bir gönül, alkışlarla
Sonra kimsenin bilmediği bir tomurcuk içimde
Ayın çarptığı yerde
Harfler ki düşkündür bu kısık sebatlarda
Oysa kaç denizdi o, kaç ağaç katletmem lazımdı ki daha
Bu dağdağanın küstah gönlünden kurtulayım.
Yol tozu bilmez kartpostal hasretlerinden
Daha başka ne çıkar toparlasak şu mücella fendimizi
Yaksak yaksak yaksak,
Varsak bütün devinimlerin anlamına yeniden
Sırtlandıkları gibi yavrularını dağlı kadınların
Sırtlanarak bir ferman heyecanını
Tanrıcıklara tapıyorlar, Allah’a müşteri tribi
Ben bunlarla ne yapayım, annemi alayım
Hurafelere inanırız
Ne güzel inanırız annemle hurafelere
Parmaklarımızın alışverişinde olur uğur böcekleri
Kıskançlığı değil kısmeti kavururuz bir kavi inanç ile
Sessizliğimiz bir uzun yol olur, yola ben çıkarım
Annem gidemez hiçbir yere
Bir itirafa sürükler beni sıvazlamaları:
Evet bir hiçtim kabusumun ortasında
Korkmam anlamsız
Bir hiçti kelimeler,
Piyonların ihtilalinden kaçan.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder